31 Mayıs 2009 Pazar

TÜRKİYE'DE EŞCİNSEL OLMAK!



Bir insan doğuştan sakat olduğu için yargılanabilir mi? Mesela kör olduğu için dışlanmalı mı? Daha doğarken görme yeteneğine sahip olmamak bir hastalık mıdır? Körlüğe sonradan başa gelen bir kaza ya da rahatsızlık sebep olmadığı sürece, tıp dünyası bile bu durumu bilime dayandıramayıp ilahi adaletin bir tecellisi olarak değerlendirebiliyor çoğu zaman.
Nilüfer KARACİĞAN ŞAŞMAZ


Doğuştan sahip olunan fizyolojik problemler hastalık olarak değerlendirilmezken neden psikolojik problemler halen bir hastalık olarak değerlendiriliyor? Pek çok kişinin aksine farklı dürtülere ve hislere sahip olan insanlar neden toplum tarafından anormal olarak değerlendiriliyorlar? Avrupa Birliği’nin kapısını yıllardır çalmaktan aşındıran bir ülke olarak, eşcinselliği ilaçla tedavi edilebilecek utanç verici hastalık olarak görmekten vazgeçmeliyiz artık. Hemcinsine istem dışı ilgi duyuyor diye zoraki evlilikler yapıp hayatlarını karartan, her sabah işine giderken kendisini tiyatro sahnesine çıkıyor gibi hisseden, okulunda, sınıfında, arkadaşları arasında kendini bir yabancı gibi gören bu kitleyi artık göz ardı etmekten vazgeçmeliyiz. Onların yaşadıkları zorluklara, hissettikleri acılara, yerli yersiz maruz kaldıkları hakaretlere yabancı kalmamalıyız.

Geçenlerde evde oturmuş film seyrediyordum. Dışarıdan ağlayan bir kız sesi geldi kulağıma. Hemen filmi durdurdum ve ne olduğunu anlamak için başımı camdan çıkardım. Ses karşıdaki apartmanlardan birinden geliyordu. Tahminim 19, 20 yaşlarında bir genç kız annesine ağlayarak erkeklerden nefret ettiğini, dokuz ay birlikte olduğu sevgilisinin onu en yakın kız arkadaşıyla nasıl aldattığını anlatıyordu. Sonra birden “Ben denedim, erkek arkadaşlarım oldu, bu benim tercihim değil, lütfen beni anla, Burcu’yu çok seviyorum” diyiverdi annesine. Açıkçası o an bu itirafın gelmesini beklemiyordum. Eminim cinsel kimliğini ifşa eden bu genç kızın annesi de beklemiyordur. O annenin o an neler hissettiğini ve ilk etapta kendisini ne kadar çaresiz hissettiğini anlayabilirim. Ancak kızını hemen doktora götürüp vakit kaybetmeden tedavi ettirmek için ikna etmeye çalışmasını anlayamıyorum. Zaten az sonra mahalle bu kez “Anne bu bir hastalık değil, bu benim tercihim değil, içimde olan bir şeymiş ben henüz farkına vardım” sesleriyle inlemeye başladı. Bu arada yanlış anlaşılmasın, tüm bunların hepsine şahit oldum diye kimsenin özel hayatına tecavüz etmiş gibi hissetmedim kendimi. Çünkü ortada hissettiklerini artık içinde barındıramayan ve kimliğini tüm dünyaya itiraf etmeye çalışan bir kız vardı orada. Kimin ne duyduğunun umurunda olduğunu hiç sanmıyorum. O geceden sonra günlerce durumu bir türlü kabullenemeyen annenin balkondan gelen hıçkırıklarına şahit oldum. Şu an ne durumdalardır bilmiyorum ama şahit olduğum bu olay Türkiye’de eşcinsel olmanın, eşcinsel doğmanın ne kadar zor olduğunu uzun uzun düşünmeme sebep oldu.



Ardından bu kez de tüm Türkiye’nin tanık olduğu başka bir olay patlak verdi… Hakaretlere ve tacizlere uğrayabileceği ihtimaline karşı kendisinde askerlik yapma cesaretini bulamayan Hakem Halil İbrahim, askeri kurula başvurusu sonucu “Psikoseksüel bozukluk” teşhisiyle askerlikten muaf tutuldu. Bunun üzerine kendini bilmez İl Hakem Kurulu üyeleri konuyu ifşa etmekte bir sakınca görmediler. Sonrasını az çok biliyorsun… 14 yılını sevdiği işi yapmaya adayan bir adam, sırf eşcinsel olduğu için mesleğini yapmaktan men edildi! İşlerin bu raddeye gelmesine sadece İl Hakem Kurulu sebep olsa bir derece, Merkez Hakem Kurulu ve Futbol Federasyonu da Halil İbrahim’in, verilmiş olan “Görevini yapamaz” kararını destekliyorlar. Halil İbrahim, hakkını arayacak elbet. Ok yaydan çıktı artık. Kaybettiği haklarını geri kazanmak için gerekirse İnsan Hakları mahkemesine başvuracağını söylüyor. Ben de kendisini ve onun nezdinde aynı durumda olan tüm eşcinselleri sonuna kadar destekliyorum.

P.S: Her şeyi sonuna kadar yaşamış, artık hiçbir şeyden zevk almayan ve sadece sapkınlık amaçlı bürünülen eşcinsel kimlikleri gerçekleriyle karıştırmayalım!

2 yorum:

  1. Yazinizi okudum, kendinizce iyi bir niyetle kaleme aldiginiz belli ama kas yapayim derken goz cikartmissiniz malesef.
    Oncelikle escinsellik bir psikolojik problem degildir. Escinsellik heteroseksuellik ya da biseksuellik gibi bir cinsel yonelimdir. "Psikolojik problemler neden hastalik kabul ediliyor?" diye isyan ederken escinselleri problemli, yada hastalikli insanlar olarak goren zihniyetin yaptiginin tam da aynisini yapmissiniz.
    Cinsel yonelim insanda da, diger hayvanlarda oldugu gibi kendini yalnizca soyunu devam ettirme gudusunden beslemez. Ve dogustan heteroseksuel ya da homoseksuel gudulere sahip olan insanlar genel nufusun icinde aslinda cok kucuk bir orana sahiptir cunku insan fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak iki cinsle de iliskide haz alabilecek bir yapidadir. Insanin cinsel haz veya erotik sevgi icin hemcinsine yonelmesinin kendisine ve cevresine bir zarari yoktur, asil problem escinselligi problem olarak gorerek farkli olani dislama ve ona zarar verme arzusunda olan heteroseksist ve ataerkil zihniyettir.
    Malesef ayni hatayi notunuzda da "herseyi sonuna kadar yasamis, artik hicbirseyden zevke almayan ve sadece SAPKINLIK amacli burunulen escinsel kimlikler" diyerek tekrarlamissiniz. Herseyi sonuna kadar yasamis derken neyi kastettiginizi bilmiyorum, buyuk ihtimalle tek-eslilik ve heteroseksuellik disindaki alternatifleri kastettiginizi tahmin ediyorum. escinselligi sapkinlik amacli burunulecek bir kimlik olarak gorebilmeniz, escinselligi zaten sapkinlik olarak nitelendiren zihniyetin dilinizi ve dusunce yapinizi nasil sekillendirdigini apacik ortaya seriyor. Heteroseksuellik, homoseksuellik, biseksuellik ya da panseksuellik normal-anormal (sapkin) olarak nitelendirilebilecek saglikli- patalojik dikotomisi uzerinden anlamlandirilabilecek durumlar degildir. O yuzden kendinizi konumlandirdiginiz normal kategorisi icinden kendilerini escinsel hissettikleri icin anormal-problemli sandiginiz insanlara tepeden bakip acimayi birakin. Gercek escinseller (size gore kendini dogustan boyle hisseden garibanlar) - sirf sapkinlik olsun diye escinsellik yapanlar ayriminiz son derece cahilce ve gulunc.
    Bunun disinda buyuk ihtimalle 'herseyi sonuna kadar yasamis' kategorinizin icine giren cokesli iliski bicimlerini benimseyen insanlari da sapkin olarak nitelendirebilecek curreti nerden bulabildiginizi gercekten merak ediyorum. Kucucuk dunyanizdan sizden farkli yonelimleri ve tercihleri olan insanlara tepeden bakarak anladiginizi sandiginiz kadarina 'merhamet' edip anlamadiginiza hakaret etmeyi biraksaniz da daha bilgili oldugunuz konularda birseyler karalarsaniz daha hayirli bir is yapmis olursunuz.muhafazakar kabugunuzdan siyrilip etrafinidakilere kendinizce birseyler gostermeye calismissiniz, ama olmamis. zira kimsenin puriten ahlak zirvalariniza ihtiyaci yok.

    YanıtlaSil
  2. fikirlerine sonuna kadar saygı duyuyorum canım. eşcinsellik meselesini bilimsel anlamda benden çok çok daha iyi bildiğin su götürmez bir gerçek. sayende bilmediğim birkaç şey bile öğrendim. ama maalesef ben olaya senin kadar bilimsel bakmıyorum. benimkisi daha çok sevdiğim bir dostumun derdine ortak olmak gibi birşey. belki de sırf bu yüzden üzüldüğümden bahsettiğim bazı konuları "tepeden bakıp acımak" olarak addetmiş olabilirsin. ayrıca çok kırıldım, beni neredeyse homofobik ilan etmişsin. bu kanıya nasıl vardın cidden anlamadım. ek olarak sapkın kişiliklerden ne kast ettiğimi de anlayamamışsın. senin anladığın tarzda mesela; grup seks yaptı diye inanları yargılayacak değilim. biz buna kısaca fantezi diyoruz:)) sapkın derken; farklı olmaya çalışan, dikkat çekmeye çalışan, aslında hiç bir anlamı olmasa da denediği tüm cinsel deneyimlerin yanında bir de çeşit olsun diye kendi kararıyla bir günde cinsel tercihlerini değiştiren insanlardan söz ediyorum ben. zaten onların çoğu da bir süre sonra sıkılıp tekrar eski tercihlerine geri dönüyorlar:))

    YanıtlaSil