
Sayılı gün çabuk bitermiş. Daha bir yıl var derken “O” gün geldi çattı ve sigara içmek artık Türkiye’de resmi olarak yasaklandı.
Nilüfer KARACİĞAN ŞAŞMAZ
Çoğu mekan sahibinin yönergede yer alan sigara içilebilen ve içilemeyen mekanları tanımlayan karışık kuruşuk cümleleri anlamaları bile zaman alacak bana göre. Haybeye ceza yiyecek olanlara şimdiden geçmiş olsun diyorum. Verilen tarife göre benim anladığım; dört ve üç tarafı duvarla çevrili olan tüm topluma açık mekanlarda bu yasak geçerli olacak.
Geçenlerde İstanbul’da yer alan klas mekanların birçoğu sigara yasağına harfiyen uyacaklarını açıkladılar. Benim asıl merak ettiğim onlar değil de mahalle aralarındaki kahvehaneler, kıraathaneler. Özelliklede bıçkın delikanlıların olduğu mahallelerde tüm gününü okey ve pişpirik oynayarak geçiren zihniyetlerin bu taptaze yasağa nasıl riayet edecekleri. Bahçesi olan, kapısının önüne iki üç masa atabilen yazın idare eder de kışın ne olacak? Kaç kahveci sigara içmeye kalkanları uyaracağı için dayak yiyecek yüzü güzü şişecek Allah bilir. Önümüzdeki bir yıl içinde suç oranı ikiye üçe katlarsa hiç şaşırmayacağım.
Diğer yandan, İstanbul’da mekanlar, kışın bahçelerini-kapı önlerini; yemek için, içmek için değerlendirirler. Burada yaşayanlar da ezelden beri bu kültüre alışıklar zaten. Uygun ortamı olan mekanlar sigara yasağı yüzünden kaybedeceklerini düşündükleri müşterilerle birlikte kazançları azalacağı için çok da fazla endişe etmesinler. Asıl Anadolu şehirlerindeki mekan sahipleri ne yapsın? Anadolu’nun pek çok şehrinde kışın kapı önünde bahçede oturmak gibi bir kültür yoktur. Zaten mekan sahipleri de öyle bir imkan sunmuyorlar. Yaz bitti mi? Hoop masa sandalye içeri. Anadolu’da ekonomik krize ek olarak sigara yasağının vereceği kayıplar epey kepenk indirir gibi geliyor bana.
Sigara’nın Türkiye’de yasaklanmasının sebep olacağı bir diğer sonuçta; insanların sırf rahat rahat sigara içmek uğruna kendilerini evlerine hapsedecekleri yönünde olacak sanırım. Herkes yaz kış evlerde toplanıp yemek yiyecek, içki içecek, oyun oynayacak… Dışarıda yemek yense bile insanlar geceyi erken noktalayıp koşa koşa eve sigara içmeye gidecek. Barlar daha saat gece yarısını bulmadan yarı yarıya boşalacak. Düşününce sanki bütün dengeler alt üst olacak gibi geliyor. Alışık olduğumuz ortamda yabancılaşmaya başlayacakmışız gibi geliyor. Bilimkurgu filmleri gibi.
Aslında bu yasak sigara tiryakileri için gerçekten çok can sıkıcı. Tüm dünyada kullanılan “Türk gibi sigara içmek” deyiminin ortaya çıkmasına sebep olmuş, sigara tüketimi oldukça fazla bir ülke olarak işimiz gerçekten zor. Zaten pek çok ülke Türkiye’de yürürlüğe konulan bu yasağı oldukça şaşırtıcı buldu. İnşallah yüzümüz kara çıkmaz. Sigara yasağını destekler şekilde ifadelerde bulunmama aldanmayın. Zira karşınızda sigarayı on yıl boyunca yoğun bir şekilde kullanmış ve sadece beş ay önce bırakmış biri var. Sigarayı bilerek ve isteyerek kendi hür irademle ve dışarıdan hiçbir yardım almadan bıraktım. Nikotin sakızı bile çiğnemedim. Bunu yapmayı uzun zamandır istiyordum. Nasıl yapsam diye düşünürken yasağı beklemeye karar verdim. 19 Temmuz artık benim miladım olacaktı. Bu arada tesadüfen yaklaşık olarak iki yıldır sigara yasağı uygulanan İsveç ve Japonya’ya gittim. İyi ki gitmişim. Bu seyahatlerin en güzel yanı, eğer burada da başarılı olursa, sigara yasaklandığında neler olacağını görmüş olmamdı. Açık söylüyorum bu yasa sigara içen biri için gerçek bir işkence. İsveç, Japonya’ya göre bir tık daha esnek. En azından orada bardan, restorandan çıkıp kapı önünde tellendirebiliyorsun sigaranı. Tabii içkileri içerde bırakmak kaydıyla. İsveç’te bulunduğum süre içinde en büyük hedefim sigaram ve şarabımı aynı anda tüketebilmekti. Bunu başarabildiğim tek yer ise İsveç’in Reina’sı olarak tanımlanan Opera adlı restoran bardı. Ben şanslıydım ama pek çok İsveçli’nin benim kadar şanslı olmadığına eminim. Zira Opera cidden pahalı bir mekan. Reina’ya kaç Türk’ün gidebildiğini hesaplayacak olursanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Japonya’ya gelince, burası sigara içenler için tam bir işkence ülkesi. Sayılı restoran ve barlar dışında sokakta sadece belirli noktalarda sigara içilmesine izin veriliyor. Ölçme biçme yeteneğim yoktur, o yüzden şu kadar metre de bir ya da km de bir diyemeyeceğim ama koskoca bir caddede sadece ciddi uzaklıklarda belirlenen noktalarda yasak uygulanmıyor. Bu minik noktalarda da içtiğiniz sigaradan bir şey anlamıyorsunuz zaten, cezalı gibi arkanızı yola dönüp hızlı hızlı içinize çektiğiniz duman başınızı döndürüyor ve o an içinde bulunduğunuz durum çok anlamsız geliyor. Sonunda lanet olsun içmeyim şu illeti diyip sigarayı daha ortasına bile gelmeden söndürüyorsunuz.
Nilüfer KARACİĞAN ŞAŞMAZ
Çoğu mekan sahibinin yönergede yer alan sigara içilebilen ve içilemeyen mekanları tanımlayan karışık kuruşuk cümleleri anlamaları bile zaman alacak bana göre. Haybeye ceza yiyecek olanlara şimdiden geçmiş olsun diyorum. Verilen tarife göre benim anladığım; dört ve üç tarafı duvarla çevrili olan tüm topluma açık mekanlarda bu yasak geçerli olacak.
Geçenlerde İstanbul’da yer alan klas mekanların birçoğu sigara yasağına harfiyen uyacaklarını açıkladılar. Benim asıl merak ettiğim onlar değil de mahalle aralarındaki kahvehaneler, kıraathaneler. Özelliklede bıçkın delikanlıların olduğu mahallelerde tüm gününü okey ve pişpirik oynayarak geçiren zihniyetlerin bu taptaze yasağa nasıl riayet edecekleri. Bahçesi olan, kapısının önüne iki üç masa atabilen yazın idare eder de kışın ne olacak? Kaç kahveci sigara içmeye kalkanları uyaracağı için dayak yiyecek yüzü güzü şişecek Allah bilir. Önümüzdeki bir yıl içinde suç oranı ikiye üçe katlarsa hiç şaşırmayacağım.
Diğer yandan, İstanbul’da mekanlar, kışın bahçelerini-kapı önlerini; yemek için, içmek için değerlendirirler. Burada yaşayanlar da ezelden beri bu kültüre alışıklar zaten. Uygun ortamı olan mekanlar sigara yasağı yüzünden kaybedeceklerini düşündükleri müşterilerle birlikte kazançları azalacağı için çok da fazla endişe etmesinler. Asıl Anadolu şehirlerindeki mekan sahipleri ne yapsın? Anadolu’nun pek çok şehrinde kışın kapı önünde bahçede oturmak gibi bir kültür yoktur. Zaten mekan sahipleri de öyle bir imkan sunmuyorlar. Yaz bitti mi? Hoop masa sandalye içeri. Anadolu’da ekonomik krize ek olarak sigara yasağının vereceği kayıplar epey kepenk indirir gibi geliyor bana.
Sigara’nın Türkiye’de yasaklanmasının sebep olacağı bir diğer sonuçta; insanların sırf rahat rahat sigara içmek uğruna kendilerini evlerine hapsedecekleri yönünde olacak sanırım. Herkes yaz kış evlerde toplanıp yemek yiyecek, içki içecek, oyun oynayacak… Dışarıda yemek yense bile insanlar geceyi erken noktalayıp koşa koşa eve sigara içmeye gidecek. Barlar daha saat gece yarısını bulmadan yarı yarıya boşalacak. Düşününce sanki bütün dengeler alt üst olacak gibi geliyor. Alışık olduğumuz ortamda yabancılaşmaya başlayacakmışız gibi geliyor. Bilimkurgu filmleri gibi.
Aslında bu yasak sigara tiryakileri için gerçekten çok can sıkıcı. Tüm dünyada kullanılan “Türk gibi sigara içmek” deyiminin ortaya çıkmasına sebep olmuş, sigara tüketimi oldukça fazla bir ülke olarak işimiz gerçekten zor. Zaten pek çok ülke Türkiye’de yürürlüğe konulan bu yasağı oldukça şaşırtıcı buldu. İnşallah yüzümüz kara çıkmaz. Sigara yasağını destekler şekilde ifadelerde bulunmama aldanmayın. Zira karşınızda sigarayı on yıl boyunca yoğun bir şekilde kullanmış ve sadece beş ay önce bırakmış biri var. Sigarayı bilerek ve isteyerek kendi hür irademle ve dışarıdan hiçbir yardım almadan bıraktım. Nikotin sakızı bile çiğnemedim. Bunu yapmayı uzun zamandır istiyordum. Nasıl yapsam diye düşünürken yasağı beklemeye karar verdim. 19 Temmuz artık benim miladım olacaktı. Bu arada tesadüfen yaklaşık olarak iki yıldır sigara yasağı uygulanan İsveç ve Japonya’ya gittim. İyi ki gitmişim. Bu seyahatlerin en güzel yanı, eğer burada da başarılı olursa, sigara yasaklandığında neler olacağını görmüş olmamdı. Açık söylüyorum bu yasa sigara içen biri için gerçek bir işkence. İsveç, Japonya’ya göre bir tık daha esnek. En azından orada bardan, restorandan çıkıp kapı önünde tellendirebiliyorsun sigaranı. Tabii içkileri içerde bırakmak kaydıyla. İsveç’te bulunduğum süre içinde en büyük hedefim sigaram ve şarabımı aynı anda tüketebilmekti. Bunu başarabildiğim tek yer ise İsveç’in Reina’sı olarak tanımlanan Opera adlı restoran bardı. Ben şanslıydım ama pek çok İsveçli’nin benim kadar şanslı olmadığına eminim. Zira Opera cidden pahalı bir mekan. Reina’ya kaç Türk’ün gidebildiğini hesaplayacak olursanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.
Japonya’ya gelince, burası sigara içenler için tam bir işkence ülkesi. Sayılı restoran ve barlar dışında sokakta sadece belirli noktalarda sigara içilmesine izin veriliyor. Ölçme biçme yeteneğim yoktur, o yüzden şu kadar metre de bir ya da km de bir diyemeyeceğim ama koskoca bir caddede sadece ciddi uzaklıklarda belirlenen noktalarda yasak uygulanmıyor. Bu minik noktalarda da içtiğiniz sigaradan bir şey anlamıyorsunuz zaten, cezalı gibi arkanızı yola dönüp hızlı hızlı içinize çektiğiniz duman başınızı döndürüyor ve o an içinde bulunduğunuz durum çok anlamsız geliyor. Sonunda lanet olsun içmeyim şu illeti diyip sigarayı daha ortasına bile gelmeden söndürüyorsunuz.
İşte tüm bu anlattığım işkence dolu anları üç gün beş gün değil hayatımı sürdüğüm ülkede ömrüm boyunca yaşayacağımı düşününce kafama iyice dank etti. Zaten bana zarar veren bir şey de olduğu için yasak gününü bile beklemeden sigarayı bırakmaya karar verdim. Eğer o gün bıraksaydım kendi isteğimle bırakmış gibi hissetmeyecektim ve bu kadar istikrarlı olamayacaktım belki. Ne yalan söyleyim şimdi halimden çok da memnunum. Darısı tüm sigara tiryakisi dostlarımın başına!
P.S: Bu gece bir karar alıp içi dolu sigara paketini çöpe atarak kendini işkence dolu günlerden kurtarmaya ne dersin?
P.S: Bu gece bir karar alıp içi dolu sigara paketini çöpe atarak kendini işkence dolu günlerden kurtarmaya ne dersin?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder