14 Ağustos 2009 Cuma

CANIM HASTALIĞIM


SİZİ ÇOK KOMİK BİR HASTALIKLA TANIŞTIRMAK İSTİYORUM:
Yıllarca kendinize özgü olduğunu düşündüğünüz artık sizinle bütünleşmiş karakter özelliklerinizin aslında bir hastalıktan kaynaklandığını duysaydınız şaşırır mıydınız?
Nilüfer KARACİĞAN ŞAŞMAZ


Ben çok şaşırdım. Şimdi de sizi şaşırtmak istiyorum. Şöyle ki; kendimi bildim bileli daima belli dönemlerde bazı yiyeceklere kafayı takar ve bıkmadan usanmadan onu yerim. “Nilüfer’in yeni takıntısı” diye takılır yakınlarım. Mesela bir ara tantuniye sarmıştım. Sabah, öğlen, akşam sadece tantuni yiyordum. Öyle ki sürekli sokaklarda yememe gönlü razı olmayan annem, evde tantuni yapmayı öğrenmişti.

Gerçek bir balık hafıza olmam en belirgin özelliklerimdendir. Çayı çaysız demlemeye çalışmalar, tüm isimleri birbirine karıştırmalar dolayısıyla isimlerini karıştırdığım insanların hayat hikayelerini de birbirine karıştırmalar ya da yüzmeye giderken mayo unutmalar… Sonra bir başka özelliğim de aşırı derecede üşümemdir. Ellerim yaz kış, eldivenli eldivensiz fark etmez çelik gibidir. Kansızlık gibi bir problemim de hiç olmadı üstelik. Herkes alışkındır ve bilirler ki Nilüfer’in elleri her zaman soğuktur.

Sonracıma girdiğim her ortamın baykuşuyumdur ben. Sabah kaçta kalkarsam kalkayım gece bir türlü uyumak bilmem. Uykucu yakınlarımın kabusu olmuşumudur sırf bu yüzden. Çünkü isterim ki onlarda bana uyumadığım süre boyunca eşlik etsinler. Oysa benden başka herkeslerin canı gece olunca yatıp uyumak ister. Yalnız en iyisinden en kötüsüne, yattığım bütün yataklardan dayak yemiş gibi kalkarım. Hatta bir ara ciddi ciddi şu cin hikayelerini kurgulamaya başlamıştım. Herhalde ben uykuya daldıktan sonra görünmeyen bu varlıklar beni sabaha kadar pataklayıp gün doğunca ortadan kayboluyorlardı. Aaa, bir de çok acayip diş gıcırdatırım. Dişlerimi korumak için gece yatarken kullandığım splint’i parçalamışlığım vardır.
Çalışma saatleri içinde değil ama mesaiye kaldığım zamanlar benim için tam bir ızdıraptı. İşten kaytarmak için ya da mesaiye kaldığım için hastalanmış numarası yaptığımı düşünen üstlerim muhakkak olmuştur. Oysa dışardan öyle düşünülmese de, benim pilim mesai saati dolduğu an biter ve ben gerçekten bitap düşerim.

Elim sürekli omuzlarımdadır. Sıkma, ovma pozisyonundayımdır. Kazara omzuma dokunanı hayatta affetmem hemen masaj isterim. Herkes şımarıklık yaptığımı sanır, oysa anlık bir rahatlama için dünyaları veririm. Bazen anneannemin, annemin, babamın enerji dolu hayatlarına bakar ve şimdi bu kadar bitkinsem onların yaşında kim bilir ne halde olurum diye geçiririm içimden.

Neyse, efendim bir gün boynum kaskatı tutuldu benim. Doktora koştum derhal ve yıllardır korkudan ertelediğim MR filmini çektirdim. Ardından üç şirin boyun fıtığım olduğunu öğrendim. Bir fizyoterapiste muayeneye gitmeye karar verdim. Fizik tedavi uygulanacaktı. Doktorum bana boyun fıtığı olmamın yanında bir de fibromiyalji romatizma hastası olduğumu söyledi. Uçsuz bucaksız ağrılarımın diğer sebebi de buymuş meğer. Eve gidince adını bile zor telaffuz ettiğim yeni hastalığımı internetten araştırmaya karar verdim. Hastalık belirtilerini okurken kalbim duracaktı. Benim yıllarca kişilik özelliğim sandığım ve anlamlandıramadığım her şey bu romatizmanın belirtileriydi. Gülsem mi ağlasam mı bilemediğim çok acayip bir duyguydu o anda hissettiklerim. Bir taraftan anormal olmadığım için sevinirken diğer taraftan kendime acıma hissimi bastıramıyordum. Yıllarca konuyla ilgisi olmayan onlarca doktora verdiğim paralar, mütemadiyen yaptırdığım laboratuar testleri için döktüğüm kanlar ve en önemlisi bunlar için boş yere harcadığım zamanı düşününce gerçekten üzüldüm. Ne kadar şanslıyım ki tesadüf eseri Türkiye’de bu hastalığı bilen az sayıda doktordan birine denk gelmişim. Zararın neresinden dönersem kar diye düşünüyorum ve kimse fibromiyalji hastası olup da hiçbir şeyin farkında olmadan yaşasın istemiyorum. Neredeyse temas ettiğim herkesle paylaşıyorum bildiklerimi. İşin ilginç yani hastalığın belirtilerini duyan herkes kendinden bir şeyler buluyor. Gerçekten ilginç ve komik bir hastalık bu. Bazı kötü tanılarını taşımadığım için böyle düşünüyorum belki de. Yalnız şu bir gerçek; yanımda olan herkesin özellikle unutkanlıklarım sayesinde pek eğlenceli bir hayatları var. Belirtilerin neler olduğunu http://www.fibromiyalji.org/ ‘u tıklayarak öğrenebilirsiniz. Fakat burada yazanları okuyup kendi tanınızı kendiniz koyamazsınız. Mutlaka konunun uzmanı bir doktora başvurmalısınız.

P.S: Tekrar bana dönecek olursak; hastalığımla son derece barışığım. Sabah ağrılı ve tutuk kalksam bile akşama doğru daha enerjik olacağımı biliyorum. En büyük tedavilerinden biri olan spor hayatımda zaten vardı ve olmaya da devam etmesi için artık iyi bir sebebim olmasına tuhaf bir şekilde çok sevindim. Gece uyumak bilmiyorum diye artık kimse beni eleştirmiyor. Kimse masaj talebimi geri çevirmiyor. Şımardıkça şımarıyorum ben de. Çok mutluyum çoook:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder