8 Ağustos 2009 Cumartesi

70-80'LİK ÇAPKINLAR


“40’ından sonra azanı teneşir paklar” diye bir söz vardır. Eskiden yaş 35, yolun yarısıydı. Dolayısıyla 40 yaşa hayli geçkin bir yaş gözüyle bakılıyordu. Teneşir paklama kısmı da her şartta kabul görüyordu.
Nilüfer KARACİĞAN ŞAŞMAZ


Oysa artık insan ömrü uzadı. 40 yaş da hayatın gerçek anlamda tadına varma yaşı oldu. “Hayat 40’ından sonra başlar” denmeye başlandı. Herkes bu fikre alıştı. Ardından geçtiğimiz yıllarda 50-60 yaş arası erkekler birlikte neredeyse bir ömürlerini paylaştıkları eşlerini gencecik kızlar için terk etmeye başladılar. Bu tipler de “Azgın teke” olarak addedildiler. Bunların ünlü ya da ünsüz pek çok örnekleriyle karşılaştık. Eleştirdik. Tartıştık. Hatta bir aralar günlerce basının ve medyanın gündeminde sadece bu konuyu ele aldık. İnsanoğlu zamanla her şeye alışıyor. Sonunda zor olsa da bunu da kabullendik…

Şimdiki yaş sınırımız 70-80.
Evet 70-80’li yaşlar. Yazması bile tuhaf geliyor. Üzgünüm ama bu bildiğimiz dede yaşı! Yani bu yaşta bir insanın genç biriyle izdivaç yaşadığını tezahür edebilmesi için epey geniş bir hayal gücüne sahip olması gerekiyor. Bu yaşlarda biriyle nerede ne zaman karşılaşsam daima şefkatle yaklaşırım. Yaşadığı hayatın yüzüne yansıyan çizgilerini saygıyla izlerim. Yaşlı olma duygusunun ne olursa olsun üzücü olduğunu düşündüğümden kimi zaman onların yanında genç olduğumdan dolayı utanç duyduğum bile olmuştur. Ve eğer bizzat şahit olmasaydım Halis Toprak gibi yaşını başını almış sübyancı zihniyetlerin varlığının sadece milyonda bir olduğunu düşünebilir ve meseleye fantastik bir bilim kurgu hikayesi gözüyle bakabilirdim.Ancak maalesef dedelerin ahir vakitlerinde kendilerini fena halde bozmaları konusunda artık fazlasıyla ayığım.

Su altında taciz
Üyesi olduğum tanınmış bilinmiş bir spor kompleksinde, sağlık problemim nedeniyle haftanın en az dört günü düzenli olarak yüzüyorum. Yüzerken transa geçtiğim için de etrafta neler olup bittiğiyle pek ilgilenmiyorum. Lakin bir gün bir şey fak ettim: Yan kulvarda aylardır görmeye alışık olduğum, ağzını burnunu kapatan koca deniz gözlükleriyle havuza giren amca su altında beni izliyor! Yemin ederim tüm iyi niyetimle ilk başta yanılıyorum diye düşündüm. Ancak suya dalıp aşağıda amcayla göz göze geldiğimde karşımdaki koca deniz gözlüklü şahsın hiç de iyi niyetli olmadığına emin oldum. Yani amca utanmasa bir şey kaçırmamak için havuzda şnorkel’le yüzecek. Hayır çok yaşlı olmasa bağırıp çağırıp kavga edeceğim ya da gidip şikayet edeceğim yönetime ama onu da yapamadım. Sadece ne yaptığının farkındayım dercesine dik dik baktım. Hala karşılaştığımızda aynı şekilde bakmaya devam ediyorum. O da koca deniz gözlükleriyle yüzmeye devam ediyor...

İlkini aratan ikinci taciz vakası
İlk şokumun ardından tam bu vakayı kabullenmişken, geçenlerde başıma bin beter bir havuz ve yaşlı amca vakası daha geldi. Bu seferki suyun altından bana cinsel organını gösterdi! Neredeyse bir avuç suda boğulmama sebep olan bu olay beni hayattan soğuttu. Suyun altında gördüğüm “şey” in üzerine yüzeye çıkıp yarım saat aralıksız yüzmeye devam ettim. Acaba farkında değil miydi? Kendisi gözlük kullanmadığı için, suyun altında birilerinin onun ne yaptığını görebileceğini düşünemedi mi? Kendisine ne yapmaya çalıştığını direkt sorsa mıydım? Çığlık atıp diğer havuz sakinlerinin başımıza doluşmasını sağlasa mıydım? Bunları düşünerek hızla yüzerken nefesimin tükendiğini fark ettim ve dinlenmek için havuzun kenarına tutundum. O sırada amca da havuzdan çıktı ve hemen karşımdaki duşa girdi. Gözümü diktim bakmaya başladım. Eğer o da bana bakarsa art niyetli olduğuna kanaat getirmeye karar verdim. Ne tekim kaçak gözlerle o da bana baktı. Duştan çıktı. Yemin ederim adamın yürümeye mecali yok. Peki bu nasıl bir zihniyettir? Ne geçti eline bana bir yerlerini gösterince? Ömrüne ömür mü kattı? Adamı şikayet etsem kepaze olacak, Allah muhafaza kalbi tutsa kendimi ömür boyu suçlu hissedeceğim.
Merak ediyorum, bu gibi zihniyetler acaba gençliklerinde nasıllardı? Hep böyleyseler belki bir derece affedilir olabilir. Hani “Can çıkar huy çıkmaz” hesabı. Aksi gibiyse, şöyle mi düşünüyorlar: “Ölüp gideceğim, hiç zamparalık yapmadım. Ne yapsam kar şimdiden sonra”. Bu daha dramatik diğerine göre ama yani yine kabul edilir değil. Bu yaşına kadar düzgün düzgün yaşamışsın. Neden öldükten sonra saygıyla anılmayı son dakika bilerek ve isteyerek reddediyorsun be adam! Hayır havuzda onca genç adam var delikanlı var. Onlar yapsa anlayacağım. Örnekleri çoktur en azından. Hakkını avucuna verip haddini bildirirsin hatta klüpten attırırsın olur biter. Bu 70-80’lik yaşlılara neler oluyor gerçekten anlayamıyorum. Elim kolum bağlı kaldı, işin içinden çıkamıyorum.

P.S: Belki de Halis Toprak’ın son izdivacı yaşıtlarını yüreklendirmiştir. Onların saklandıkları deliklerden çıkmalarına sebep olmuştur. Kim bilir, belki de benim başıma gelenler yeni başlayacak bir trendin sadece bir başlangıcıdır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder